22 Mayıs 2009 Cuma
best art vinyl 2008
bana sorarsanız benim ilk ellim daha farklı olurdu ama o kadar oylamışlar, bize bok yemek düşer. artvinyl'den...
12 Mayıs 2009 Salı
le sens propre
Le sens propre from CISMA on Vimeo.
"Le Sens Propre is a short film written and directed by Blacklist's Cisma for Adobe’s Shortcut to Brilliant campaign for CS4 (Creative Suite 4). Goodby, Silverstein & Partners came to Cisma with a 98% open brief - do whatever you want as long as you use CS4 to do it. The result is this beautiful film."
4 Mayıs 2009 Pazartesi
lady georgie
bugün sizlerle çocukluğumda en sevdiğim çizgi filmlerden biri olan lady georgie'yi paylaştım. georgie'nin taa küçüklüğünden başlayıp, büyüyüp de üvey abisi arthur'un yatağına girdiği döneme kadar sürdü bu çizgi film. biraz acayip bir sondu kabul ediyorum. bu jenerik ve müziği beni o kadar etkilerdi ki, o rüzgarda savrulan sarı saçlarıyla kahramanımdı adeta georgie. kendisini, adını hatırlayamadığım ve büyük ihtimalle benden başka kimse izlemediği için yıllarca aradım ve bulamadım. fakat işte gün bugündür. işte seni buldum georgie! şu jeneriğin güzelliğine bakar mısınız?
konuyu kesin: Georgie lives in Australia. She is blamed for her father's death. He loved her very much, and so did her brothers. Something she noticed about her family was that they all had brown hair, but she was blonde. The mother did not like her living as a family member. Eventually she broke the news that Georgie was not part of the family; she was adopted. A gold bracelet is her only clue to the past. She also gains information of her birth parents who are British. Her brothers (Abel and Arthur) go with her to London to find her past. Both brothers seem to love her, with mixed feelings about being their adoptive sister. Georgie also has another goal: to find her lost love who had left Australia. Along with her brothers, Georgie experiences both the kindness and cruelty of the real world in London, England.
The story progresses with her search for her real family along with the love triangle that develops between her adoptive brothers.
3 Mayıs 2009 Pazar
29 Nisan 2009 Çarşamba
16 Nisan 2009 Perşembe
15 Nisan 2009 Çarşamba
6 Nisan 2009 Pazartesi
26 Mart 2009 Perşembe
zaman zaman
bu logonun uzun zamandır hastasıyım.
bu babetleri ne zamandır istiyorum.
bu versiyonu ne zamandır bekliyordum.
http://ffffound.com'dan
17 Mart 2009 Salı
tapışlardayım
bunlardan benim de olmalı. belki emre yardımcı olur bana, buradan kendisine sesleniyorum.
kötü kaka bok
bu herife de, yaptığı müziğe de büyük kılım. zaten sarışın erkeklere bi gıcıklığım oldum olası vardır. gwyneth gözümden düşeli çok oldu bu yüzden.
11 Mart 2009 Çarşamba
10 Mart 2009 Salı
9 Mart 2009 Pazartesi
bugün ve her gün
"i hate people, my goal is to earn enough money so i can get away from everyone."
(of course not everyone.)
15 Ocak 2009 Perşembe
8 Aralık 2008 Pazartesi
ecif`e talip ariyoruz
Ecif'le izdivaç from Ecif on Vimeo.
kal bi care, kal bi careee... ecif`in blog`uyla alakasi olmayanlar bu eseri kacirmasin istedim. turkce klavyem yok bu post`luk mazur gorunuz.
11 Kasım 2008 Salı
the women
""the women" project wants to underline their pivotal role and to highlight their dignity by shooting them in their daily lives and posting them on the walls of their country. on the other hand, by posting the same images of these women in Western countries, the project allows everyone to feel concerned by their condition and connects, through art, the two different worlds." ben bu projeyi acayip güçlü buluyorum. incelemeye kesinlikle değer. http://28millimetres.com/women/ special thanks to emre..
5 Kasım 2008 Çarşamba
teeeeeyyyy!
bu fotoğrafı gördüğümde tam olarak bu sesi çıkardım. söyleyecek çok bir şey yok. yaşı yetenler bilir ki bir dönem her ama heeeeer evde bu papatyalı duralex takımdan vardı. teeeeey, hey gidi günler be...
biri beni gözetliyor
geçenlerde siteye gizli bir counter -ay pardon türkçesini yazalım da topa tutmasınlar- sayaç ekledim. hayır durum şu: hevesim kırıldı bu blog olayında. ayda bir, bir şeyler giriyorum, hakkaten kimse siteye girmiyor ki yorum yapmıyorlar ya da ilgilerini çekmiyor yazdıklarım. çünkü okusalar yorum yaparlar eşek değiller ya diye düşünüyorum akabinde ya da telesektere konuşamayanlardandırlar (wow), çekingenlerdir suç atmayayım diye şüpheleniyorum vs. neyse işte, tüm bu şüphelerin gerçekliğine varmak için bu sayacı koyuvermeye karar verdim. gördüm ki sayın seyirciler, izliyorsunuz, okuyorsunuz hatta bunu sinsice yaptığınıza göre gözetliyorsunuz afedersiniz... tamam üzerinize gelmeyeceğim, bir başka deyişle üstünüze varmayacağım. belki çekingensiniz, belki başka bir şeyler. madem izliyorsunuz, ben de daha çok yazacağım. keza hevesimi geri kazanma hevesindeyim. hem sizi bu sayaç sayesinde ben de izliyor sayılırım.
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)