"Winner of the 2007 Red Dot Award, the Credit Seal is an digital device that records and stamps an agreement made between parent and child. When a verbal promise is made, a record can be kept obligating both parties to their agreement. If one should fail to comply or acquire an acute case of selective amnesia, just bring up the seal which has both names, the promise, and the sign date".
Fall from #002 on Vimeo. siz deyin 8 ben diyeyim 9 aydır bu videoyu açıp açıp izliyorum. çok acayip bir hissiyat veriyor bana. başlarında derin bir hüzün ama hemen sonrasında onunla karışık bir mutluluk. (fatih yılmaz'dan bu videoyu koymak için izin istemedim. umarım bir tarafımı kesmez).
paul and joe 2007 yılında 10. yılını tamamlamış bir marka. erkek koleksiyonuyla başlayıp daha sonra kadın koleksiyonuna yaptığı geçiş yüzünden ismi de paul and joe olarak kalmış. paul and joe ise aslında stilistimiz sophie albou'nun oğullarının isimleri. Harvey Nichols'da satılıyor olması lazım; değilse mecburen Barney's, Harrod's gibi yurtdışı kanallara başvurmak farz. birkaç örnek koydum ama tüm koleksiyona göz atmak da diğer bir farz: http://www.paulandjoe.com/
evet, pek değerli blog'umu renklendirmek adına iki yeni kategori açıyorum: bunları bilin ve bunları görün. "bunları bilin"de 'bunları biliyor muydunuz?' tadında gerekli gereksiz bilgileri, "bunları görün"de ise görülmeye değer fotoğrafları afişe edeceğim. hadi hayırlısı!
hun imparatoru atilla'nın cüce olduğunu, 1920'lerdeki enflasyon yüzünden 4,000,000,000,000,000,000 alman markı'nın 1 amerikan doları'na eşit olduğunu, george washington'ın bahçesinde marijuana yetiştirdiğini, tarihi roma'da erkeklerin sağ ellerini testislerine koyarak ant içtiğini, 'testimony' kelimesinin de buradan türediğini biliyor muydunuz?
sofie collin ve gustav lanberg'den yine akıllara zarar, basit bir düzenek. uyumakta ısrarlı olan bünyeleri bile yoracak cinsten, kalkıp üstüne basmadıkça kapanmayan carpet alarm. böyle insanlarla arkadaş olasım var.
simon elvins, 81 doğumlu çok acayip bir adam. 20 küsür projesi bulunuyor. benim favorim, belki de projelerinin en sadesi olan; bu tamamen kağıttan yapılmış olan plakçalar. çalışması için kulbunu saat yönünde 33 üzeri 1\3 rpm ile çevirmeniz gerekiyor. http://www.simonelvins.com'dan diğer projelerine de mutlaka göz atın, hayret verici şeylerle karşılaşacaksınız.
bu yazıdaki fotoğrafları kullanabilmek için kendisine bir mail attım, o da bana pek yardımsever bir şekilde geri döndü. yazıyı onun da anlayabilmesi için ingilizce'ye çeviriyorum.
-----
simon elvins, born in 81, is a weirdo weirdo guy. he has over 20 projects. my favorite amongst them is this paper record player which is entirely made of paper, which may be the plainest among all. To play the record the handle needs to be turned in a clockwise direction at a steady 33 above 1/3 rpm. don't neglect to take a look at all his projects from http://www.simonelvins.com, you'll see some amazing stuff.
i mailed simon to take permission to use the photographs, he mailed me back in a helpful way. i'm translating the text into english so that he can understand it too, when he stops by.
politika kampanyaları arasında tartışmasız en başarılısı. izlemeyenler varsa çok da bahsetmeyeyim de sürprizi kaçmasın. cannes'da 2006 yılının silver'ını aldığını da belirtmeden geçmeyelim.
nostaljik siteler serisine bir yenisini daha ekliyorum.
internet movie poster awards: http://www.impawards.com/index.html
award sitesi olduğuna bakmayın. taa 1913'lere kadar dayanan bir film afişi arşivi mevcut bu sitede. üstelik afişleri her şekilde browse edebilme seçeneğini de sunmuş. e daha ne olsun.
heykel ve performans sanatçısı Yoshiaki Kaihatsu geçtiğimiz yaz Berlin'in Tristesse galerisinde sergilenmiş olan "gift" adlı projesi için adidas'ın "materials of the world" koleksiyonu eşofman üstlerinden parçalar keserek süper sevimli oyuncaklar yaratmış. üstelik koleksiyonun adına da gönderme yaparak; afrika kumaşından yapılmış olandan zürafa, kanada kumaşından yapılmış olandan ayı vs. yapmış. Kaihatsu'nun kelime anlamının "evrim, gelişme" olduğuna şaşmamak gerek sanki...
the name of the author is the first to go followed obediently by the title, the plot, the heartbreaking conclusion, the entire novel which suddenly becomes one you have never read, never even heard of.
it is as if, one by one, the memories you used to harbor decided to retire to the southern hemisphere of the brain, to a little fishing village where there are no phones.
long ago you kissed the names of the nine muses goodbye and you watched the quadratic equation pack its bag, and even now as you memorize the order of the planets, something else is slipping away, a state flower perhaps, the address of an uncle, the capital of Paraguay.
whatever it is you are struggling to remember, it is not poised on the tip of your tongue, not even lurking in some obscure corner of your spleen.
it has floated away down a dark mythological river whose name begins with an L as far as you can recall, well on your own way to oblivion where you will join those who have even forgotten how to swim and how to ride a bicycle.
no wonder you rise in the middle of the night to look up the date of a famous battle in a book on war. No wonder the moon in the window seems to have drifted out of a love poem that you used to know by heart.
feist iyi ve güzel bir oluşum. her klibi insana mutlulukla karışık garip bir burukluk veriyor. grubun lead'liğini leslie feist yapiyor ve parçalarından pek çoğu Lacoste, Apple, Urban Outfitters, eBay, HSBC, HBO, LG, Verizon vb. gibi birçok büyük markanın reklamlarında da kullanılmış. seviyor, destekliyoruz...
gün geçmiyor ki çekik gözlü dünya vatandaşlarından bir ikisi daha şahane şeylerle karşımıza çıkmasın. 100%'ün çatısı altında da Tokyo'dan iki tasarımcı var. şöyle diyorlar efendim: "we aim for a design that gives you 'goosebumps'". şu ana kadar sadece 5 ürün üretmişler ama ne 5 ürün! ikisini buraya koyuyorum, diğerleri için: http://www.100per.com/english/flash/
"a great slice of caustic surrealism from master claymation animator Jan Svankmajer". eskiden tüm filmleri youtube'da bulmak mümkündü, şimdi çoğunu kaldırmışlar. bu benim favorim değil ama yine de her türlü hastasıyız.
400'ün üzerinde 12'lik shotgun mermi kovanından oluşan -tamamen zararsız- bu sandalye iki sene öncesine kadar sadece bir projeden ibaretti. şimdi gerçekleştirmeye karar vermişler ama sadece 30 adet. alexander reh abimizin diğer tasarımları da şahanedir bu arada: http://www.alexanderreh.com/
internette geçirdiğim zamanı daha efektif bir şekilde kullanmaya; o, bu ya da şu sitede görüp de "iyiymiş" dediğim şeyleri mail aracılığıyla ona buna göndermeye değil de, buraya post'lamaya karar vermiş bulunuyorum. vatana millete hayırlı olsun...